Doğum Kontrol Yöntemleri Nelerdir?
Çağımızda çeşitli korunma yöntemleri ile gebelikleri planlamak ve istenmeyen gebeliklerin önüne geçmek mümkündür. Gebelikten korunmak için seçilen yöntemler kadınlara ve erkeklere özel uygulanmak üzere farklılıklar göstermektedir. Hekiminize danışarak, gebelik planlamadığınız sürece yönelik uygun korunma yöntemlerinden birini seçebilirsiniz.
Korunma yöntemlerini ana hatları ile sınıflandırmamız gerekirse:
1.Bariyer yöntemler
2.Hormonal yöntemler
3.Doğal yöntemler
4.Cerrahi yöntemler
BARİYER YÖNTEMLER:
Prezervatif: En sık kullanılan ve belki de en yaygın bilinen yöntem olarak nitelendirilebilir. Prezervatifler gebelik ve cinsel yolla bulaşan bazı hastalıklara karşı koruyucu olduklarından yaygın olarak kullanılmaktadır. Koruyuculuğu doğru zamanda ve doğru süre ile uygulandığında yüzde 98’lere kadar çıkabilmektedir. Ancak lateks bazlı bir üretimleri olduğundan nadir de olsa allerjik reaksiyon oluşturabilirler.
Diyafram: Kadınlar için üretilmiş, rahim ağzına yönelik kep benzeri araçlardır. Spermlerin geçişini engellemeyi amaçlayan bir diğer bariyer yöntemidir. Koruyuculuğu %94’lere kadar çıkabilmektedir.
Spermisitler: Sperm öldürücü kimyasallar krem, jel veya fitil şeklinde olabilir. Yüzde 90’lara varan koruyuculuğu bildirilmektedir. İlişki öncesi vajene uygulanarak kullanılması önerilmektedir. İçerikleri dolayısı ile allerjik reaksiyonlara yol açabilme riskleri vardır.
HORMONAL YÖNTEMLER:
Doğum Kontrol Hapları: Doğum kontrol hapları hormon dengesini düzenleyerek, kadının yumurtlamasını engelleme yoluyla gebeliği önlemektedir. Doğum kontrol yöntemleri içerisinde, en çok tercih edilen yöntemlerden biridir. Düzenli kullanımlarında koruyuculuk oranları %99’a kadar çıkmaktadır. Adet döneminde başlanan ve düzenli günlük dozlar şeklinde alınan, 21 veya 28 tabletler şeklinde kullanılır. Hormonal içerikleri dolayısı ile hafif yan etkileri mevcuttur. Bunlar; hafif vajinal kanamalar, bulantı, baş ağrısı, göğüs hassasiyeti gibi yan etkiler olabilir. Meme kanseri, kan pıhtılaşması sorunu olanlar, kalp ve karaciğer hastaları ve emziren anneler doğum kontrol hapı kullanmamalıdır. Sigara içenler, şeker hastalığı olanlar, yüksek tansiyon, migren, depresyon tanısı alanlar ise hekim kontrolü altında kullanmalıdır.
Doğum kontrol haplarının en büyük avantajlarından biri adet kanamasının miktarını azaltmak suretiyle kansızlığı önlemeleridir. Bazı kadınlarda bu azalma, adet kanaması sadece lekelenme şeklinde olacak şekilde olabilir. Doğum kontrol hapları adet ağrılarını azaltırlar, yumurtalık ve endometriyum kanseri olma riskini azaltırlar.
Hormonlu Spiraller: Hormonlu spiraller rahim içine uygulanırlar ve 5 yıl süre ile etkili olurlar. Bu hormon rahime salınarak, mukus yapısını kalınlaştırır ve spermin içeri girişini engeller. Kanamaları ve adet kamplarını azaltıcı etkinlikleri vardır ve en önemli yan etkileri lekelenme tarzı kanamadır. Koruyuculukları %99 olarak belirtilmiştir.
Spiraller: Şekilleri ve içerikleri farklı olabilen, rahim içine uygulanan, bakırlı tipleri 10 yıllık koruma sağlayan araçlardır. Spiralin en sık görülen yan etkisi adet kanama miktarını artırması ve adet süresini uzatmasıdır.
Korunma iğneleri: Hormonal içerikleri dolayısı ile yumurtlamayı ve rahim içi tabakayı yoğunlaştırıp, sperm geçişini engelleyen ilaçlardır. Aylık ve üç aylık dozlarda yapılarak, gebelikten yaklaşık %99 korurlar. En sık yan etkileri adet düzensizliği oluşturabilmeleridir.
Minihaplar: İçeriğinde kadınlık hormonu (östrojen) bulunmayan, sadece progesteron hormonu bulunan haplardır. Koruyuculuk oranı yaklaşık % 97' dir. Özellikle emzirme döneminde, Östrojen içeriği olmadığı için, kullanılabilmesi bu yöntemin en belirgin avantajıdır.
Ertesi gün hapları: Korunmasız cinsel ilişkiyi takip eden ilk 120 saat içinde alınan hap döllenen yumurta varlığında o yumurtanın rahim içine yerleşmesini engellemektedir. Ancak burada önemli olan nokta ilk 24 saat geçtikten sonra alınan ertesi gün haplarının koruyuculuğunun azalması ihtimalidir. Ortalama koruyuculukları %80-85 dolaylarındadır. Acil korunma yöntemi olarak nitelendirilir ve rutin bir yöntem olarak benimsenmesi önerilmez.
Cilt altı implantlar: Progesteron hormonu içeren implant şeklinde üst kol iç yüzünde cilt altına yerleştirilir. Ortalama 5 yıl koruma sağlayan bu yöntemde hormon içeriği rahim içi tabakasını inceltir ve gebelik oluşumu bu şekilde önlenir.Yüzde 99 civarında koruyuculukları mevcuttur.En sık yan etkileri adet düzensizliğidir.Baş ağrısı,bulantı,kilo artışı ve seksüel istek kaybı gibi yan etkileri de olabilir.
Doğum kontrol flasteri: Doğum kontrol haplarına benzer prensiple koruyuculuğu vardır. Bu bantlar birer hafta vücutta kalacak şekilde kol, bacak, kalça bölgelerinden birine yapıştırılır. Yaklaşık %99 koruyuculukları vardır.
Vajinal halka: Vajinal halka, haplardaki gibi östrojen ve progesteron hormonu içeren bir korunma yöntemidir. Vajene yerleştirilen bu halka 3 hafta kullanıldıktan sonra çıkartılır ve halka kullanılmayan bu bir haftalık dönemde adet kanaması olur.
DOĞAL YÖNTEMLER:
Geri çekilme: Erkeğin boşalma esnasında kendi geri çekmesi ve vajen içine boşalmaması eylemine denir. Fakat diğer koruma yöntemlerine göre hamilelik riski daha yüksektir. İlişki esnasında erkekten kayganlaştırıcı özelliği taşıyan, şeffaf bir sıvı gelir ve bu sıvının içerisinde yüzbinlerce sperm bulunur. Kadın ilişki esnasında yumurtlama dönemindeyse eğer çoğu zaman hamilelik gerçekleşir. Geri çekilme yöntemi en sık tercih edilen yöntem olsa da güvenilirliği açısından bilimsel yöntemlerden daha düşük koruma etkisi vardır. Bu oran yaklaşık % 60 olacak kadar düşüktür.
Takvim Yöntemi: Kadınların yumurtlama dönemlerini hesaplayarak, doğum kontrolü sağlanabilir. Bu dönemlerde kadınların vücut ısıları ve vajinal akıntıları da değişeceğinden, yumurtlamada doğru tarihler için baz olarak alınabilir. Adet döngüleri düzenli olan kadınlarda etkinliği daha yüksek olsa da bu oran ancak %75 civarındadır.
CERRAHİ YÖNTEMLER:
Tubal sterilizasyon(Tüplerin bağlanması): Laparoskopik cerrahi (kapalı ameliyatla) ile kısa süreli bir işlem aracılığıyla, kadının tüplerinden geçişin engellenmesine denir. Bu yöntem genellikle birden fazla çocuk sahibi, kalıcı korunma hedefleyen ve genellikle 35 yaş üstü kadınlara tavsiye edilir. Koruma oranı %99’un üzerinde olarak bildirilmiştir. Tüplerin bağlanması işleminin erken menopoz veya cinsel fonksiyon kayıpları ile kesinlikle ilişkisi yoktur.
Vazektomi: Vazektomi erkeğin üreme yollarında, spermlerin testislere geçen kanalların bağlanmasıdır. Vazektomi yapıldıktan sonra erkekten gelen sıvının rengi ve yoğunluğunda herhangi bir değişiklik olmaz, fakat sıvının içerisinde sperm hücresi bulunmaz. İşlem lokal anestezi altında yapılan kısa bir imüdahele ile gerçekleştirilir. Nadir olarak erken dönemde kanama, ağrı, enfeksiyon, şişlik ve ereksiyon problemleri gibi sorunlar izlenebilmektedir. Yüzde 100’e yakın oranda koruyuculuğu vardır.